6 Ocak 2011 Perşembe

Kıymet Değerlendirmesi...

Çok uzun bir ara oldu...Geldim şimdi burdayım...

Hep birlikte yeni yılın ilk günlerini yaşıyoruz. Sevinçle karşılıyoruz yeni yılı ama aslında zamanın oyununa geliyoruz. Ne kadar da hızla geçiyor zaman... Vınnn etkisi var hepimizin hayatlarında...
Güzel zaman geçirmek lazım. Geride güzel izler bırakmak lazım. Hayatı her sabah tekrar tekrar aynı tazeliğinde tatmak lazım. Yapabilirseniz ne mutlu. Sabah gözümüzü yeni bir güne açmak bile aslında sahip olduğumuz en büyük değerlerden biri... Düşünsenize önünüzde neler neler sığdırabileceğiniz bir 24 saatiniz var. Neler sığmaz ki... Tadını çıkarmak lazım, maximumda tadını çıkarın hayatın... 2011 için size en büyük dileğim dolu dolu yaşayın, hayatta sahip olduğunuz hereşeyin kıymetini bilin ve sahip olduklarınıza sonuna kadar şükredin... Hepinize sevgiyle iyi yıllar diliyorum...





Benim Hintli Dünyam...
Nedir bu kıymet bilme konusu, nereden çıktı şimdi diyebilirsiniz? Hayatın bize verdiklerinin kıymetini bilmenin ne demek olduğunu 17 günlük Hindistan devr-i aleminde anladım ben. Ne kadar gereksiz hayat telaşlarımız, en ufak sorunda ne büyük hezeyanlarımız varmış meğer? Ne çabuk mutsuz oluyoruz ve hemen nasıl en dipsiz kara kuyulara düşüyoruz? Hayatınıza dönüp bir baksanıza neyiniz eksik? En sevdiklerini kaybedenlere lafım yok! Çok şey var dimi, şimdi bir bakınca farkettiniz ama az önce hiç gibiydiler...
Bir kaç soru size; bu sabah nerede uyandınız, yatağınızda mı? Ne kadar güzel... demek ki başınızı sokabildiğiniz bir çatınız var, kaldırımdan yatak değil sizinkisi... Peki yatağınız sıcakmıydı? Sıcaktı demek ve bırakmak istemediniz, üstelik sıcak yatağı bırakıp işe gitmek zorunda olduğunuz için bi de lanet ettiniz öyle mi? Vah vah, ne büyük mutsuzluk?! Erken kalkıp evden çıktığınıza göre o zaman bir işiniz de var demek ki; bu da eve akşam sıcak ekmekle dönebildiğiniz anlamına geliyor. Yani siz kucağınızda çocuğunuzla arabaların camını tıklayıp 60 kuruş ekmek parası dilenmiyorsunuz. Parayı bulabilirseniz kaldırımdan evinize gidip o akşam sağ kalıp sabah yine gözünüzü yeni güne açabilecek misiniz diye düşünmüyorsunuz... Birileri bunları düşünürken siz o akşam pişirilen yemeği beğenmiyorsunuz evde tatlı yok diye kapris yapıyorsunuz... Ve mutsuzsunuz çünkü hayatınız çok monoton, mutsuzsunuz çünkü iş çok yoğun, mutsuzsunuz çünkü hep en-çok-fazla olanı istiyorsunuz ama olmuyor. Peki sahip olduklarınız? Dünya üzerinde o kadar çok insanın sahip olmadığı ama sizin sadece bir temas ötenizde olan sahip olduklarınız... Hatta şuan bu yazıyı sıcak bir kahveyle okuyup yorumlayabilme lüksüne sahip olmak dahil olmak üzere bütün sahip olduklarınız az mı değerli sizce?


Hayatta kıymet bilmek, değer vermek ve elindeki değerlere sonuna kadar sahip çıkmak dünyadaki en değerli hazinedir. Sıcak bir yatakta uyuyup, karnınızı doyurup, sevdiğiniz insanlara dokunabiliyorsanız eğer; işte Forbes’ın en zengin listesinde zirvedesiniz...
Ben Hindistan’da bu saydıklarımın yarısına bile sahip olmayan insanlarda şunu gördüm ‘Hayata rağmen renkli gülümseme’ ... Bizim canımız sıkkınsa, bırakın sıkıntıya rağmen gülmeyi, etrafımıza da sıkıntı okları saplarız... Ama orada hayatları renksiz diye renkli giyinen kadınlar gördüm ben. Hayat renksiz madem o zaman onu ben renkli yaparım diyen güçlü kadınlar gördüm. Çamurun içinden geçerken cafcaflı elbisesinde bir tane toz olmayan gencecik kızlar... Ayağında hal hal, burnunda hızmayla tarlayı işleyen kadınlar... Hemen anti depresana sarılıp yeni yalan dünyasında sahte acılara yenilmeyen kadınlar gördüm.


Hindistan’da çağımızın hiçbir ruhsal kriz hastalığı yok... O kadar dert var ama panik atak yok, depresyon yok! Daha zorları var, bütün ilkel olan hastalıklar, gerçek hastalıklar... Büyük acılar, zor şartlar...Biz naparız hayat istediğimiz gibi değilse siyahlara gireriz. Dondururuz hayatı... Aslında hayat donmaz zaman işler biz sadece durduk zannederiz... Onlar devam ediyor, inadına devam ediyor sabırla... Her yüzde sabır gördüm, her eserlerinde sabır var her sanatları sabır üzerine kurulmuş. Bizde de yok mu sabır telkini Mevlana'yı düşünün sabırdır Aşkının temeli...
Şimdi derim ki size kıymet bilin... Ama sadece ağzınıdan çıkmasın kıymet, kalbiniz hissetsin, ruhunuza işlesin. Bırakın küçük şeylerle hayatınızı karartmayı, yanınızda olan tüm sevdiklerinizle paylaştığınız her anının tadını çıkarın. Hepimiz misafiriz nasılsa... Dünya iyi bir ev sahibi aslında, sizin yapmanız gereken kusur bulmak değil sunulandan keyif almak...


Sevgilerimle,
İ.Erdemli

6 yorum:

  1. Ne dogru demissin! Bak istemiyodun gitmek, iyi ki gitmissin! Insan oyle seyler gormeden anlamiyor ne sanli oldugunu. Sukretmek en guzel dua... Hosgeldin :)

    YanıtlaSil
  2. Canım benim kesinlikle öyle, sunulanları es geçmemek lazım... Hoşbuldum burada olmak harika...

    YanıtlaSil
  3. iremcim çok beğendim...çok güzel yazmışsın..harikasın...takipcinimmm))

    YanıtlaSil
  4. Hocammm sizi seviyorum teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  5. Canım benim öyle bir içimin sıkıldığı günlerdeyim ki içim büzülmüştü....ilaç gibi geldin. Yüreğine ve kalemine sağlık. Öpüyorum seni.

    YanıtlaSil
  6. İzle beni feryalcım daha cok yazılarım olacak.. sıkma canını hıcbıseye aslında hersey bı oyun...

    YanıtlaSil